Hakkımda

Düzce, Türkiye
İbrahim Sami ÖZEN 1974 doğumlu olup ilk ve orta öğrenimini doğmuş olduğu Düzce ilinde tamamladı.1988 yılında orta öğrenimini bitirdikten sonra ustası Zeki DEVRİM'in gümüş atelyesinde çalışmaya başladı. 2 yıllık çıraklıktan sonra kendi gümüş atelyesini açtı. Ustası olduğu gümüş işlemeiciliğini halen devam ettirmektedir. Gümüş işlemeciliğinin yanı sıra el işçiliği baston (Boynuz, kemik ve gümüş saplı), heykel, (alçı ve kil), rölyef (alçı ve metal), buçak, sedef kakmacılığı ve oymacılık, makta (kemik ve boynuz) ve hat mürekkebi imalatı da yapmaktadır.Aynı zamanda 2002-2003 yılalrında başlamış olduğu ebru sanatını devam ettirmektdir. Kalıplaşmış ebru desenlerinin dışına çıkmış ve her sanatçı gibi kendi tarzını ebru sanatına yansıtmıştır. Hayatın her anlamında edindiği tecrübelerini etrafındaki insanlarla paylaşmayı seven bir insan olduğu için ebru sanatı tecrübelerini bu sanata merak salmış kişilerle de paylaşmış ve düzenlediği kurslar ile gelişimlerine katkıda bulunmuştur. www.duzcesanat.com

Çerkes Kaması




Çerkes Kaması

Bir Çerkes''in lüksü , sahip oldugu silahlarin sayisi ve güzelligi ile ölçülürdü.Kalkar kalkmaz onlari alip inceler , temizler , atesli silahlarin fitilini degistirir , sonra da evinin en önemli odasinin duvarina eve gelecek konuklarin iyi görebilmeleri için simetrik bir biçimde asardi.
Çerkeslerde en pahali silah kincal veya hinjal idi.Yanlarindan asla ayirmadiklari kutsal bir silah olan kincal , iki tarafi keskin ve çeligine çok iyi su verilmis dört santim genisliginde , kyrkbes santim uzunlugunda , kurbanin kaninin akmasi için her iki tarafinda derin birer oyuk bulunan bir hançerdi.Dar kabzasi islenmis gümüsten çiviler veya seritlerle süslü olurdu.Siyah kakmalari olan ''savatlanmis'' bir gümüs kina konulurdu.
Kincal gümüsle süslü deri bir kemerin ortasina takilirdi.


Bu hançeri büyük bir beceriyle kullanirlardi.Bir Çerkes takip edildiginde kincalini düsmanina firlatirdi ve on metreden de kolay kolay hedefini sasmazdi.Biçaga su verilirken , ölümcül yaralar açmasi için zehirli bir madde kattiklari düsünülürdü.
Çerkesler kemerlerinde bu kamalarin disinda , kabzasi islenmis , maroken bir kilifa yerlestirilmis saska adi verilen bir kiliç tasirlardi.Bu malzemeler bir çift tabanca , bir kamçi ve bir de hayvanlari veya baskinlarda kaçirdiklari kisileri baglamaya yetecek uzunlukta bir iple tamamlanirdi.


Çerkesler 19.yüzyilin baslarinda hala bir yay ve okla dolu bir sadak kullaniyorlardi ama bunun yerini yavas yavas dipçigi dar , gümüs bileziklerle tutturulmus , namlusu kakmali bir tüfek almaya baslamisti.